27 Aralık 2016 Salı
25 Aralık 2016 Pazar
aforizma 252
Gerçek bilgi öğrenerek değil keşfederek gelir. Öğrendiğin şey kulaktan dolmadır ve onu bir başkasından öğrenirsin. Diğer kişinin tüm zanları ve kabullenişleri de o bilginin içindedir. Bilgi kuşaktan kuşağa aktarılmış da olabilir ve bu durumda bilgi sandığımız şey sadece kabullenişler yığını olarak karşımıza çıkar. Okullarda da çoğu zaman bu tür bilgiler aktarılır. İnsanlığın kabul ettiği bilgiler, alışkanlıklar... Çoğumuz bu bilgilerle kendi zihnimize sağlam duvarlar öreriz. Halbuki keşfetmek öyle değildir. Çok az insan keşfeder. Keşfettiğin bilgiye uyanırsın, öğrendiğin bilgi ise uyutur. Şu anda bir çoğumuz uyumaya devam ediyoruz. Bilge kişi bilgiyi keşfeden yani bilgiye uyanan kişidir. Öğrenmek zihinle, keşfetmekse kalple olur. Günümüzde ise zihinler açıldıkça kalplerden uzaklaşıyor ve zihnimizin daha çok esiri olmaya devam ediyoruz.
24 Aralık 2016 Cumartesi
aforizma 250
Çağımızın en önemli sorunlarından biri düşünmek olacak. Çünkü yanlış
düşünüyoruz. Yanlış düşünmek düşünmemekten daha büyük bir sorun.
23 Aralık 2016 Cuma
aforizma 248
Sürekli çabalıyoruz... Önce insan olarak doğup, sonra insanlığımızı kaybedip, ardından tekrar insan olmaya çabalıyoruz.
10 Aralık 2016 Cumartesi
28 Kasım 2016 Pazartesi
Devrimciler ve Girişimciler
Girişimciler ve devrimciler iki farklı dünyanın silahşörleridirler.
Her devrimci aynı zamanda bir girişimcidir. En iyi girişimcilerse devrim
niteliğinde işler yapanlardır. Ama biz nedense onları iki farklı
kutuptaymış gibi değerlendiririz hep. Devrimci kapitalizm karşıtıyken
girişimci kapitalizmin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Zeki bir çocuk
girişimci ya da devrimci olarak tercihini kendisi yapar. Bazen de
şartlar neyi gerektirirse onu olur. Ama hamur hep aynı hamurdur. Bu
durumda Trump Küba'da, Castro Amerikada doğmuş olsaydı eğer belki de
Castro amerikanın başkanı olabilirdi. Ama Trump muhtemelen Kübada
bakkal dükkanı açıp zamanla mini markete çevirirdi. Trump burada kötü
örnek oldu farkındayım
23 Kasım 2016 Çarşamba
21 Kasım 2016 Pazartesi
aforizma 245
Herkes kendisini güneş kadar sonsuz sanır.
Oysa mum ışığının titremesi kadar kısadır hayat...
20 Kasım 2016 Pazar
12 Kasım 2016 Cumartesi
aforizma 242
Eskiden sadece filozoflar düşünür halkın geri kalanıysa pek de
düşünmeden mutlu, mesut şekilde yaşardı. Şimdiyse hepimizin zihni alev
topu gibi çalışıyor. Modern hayat yüzünden düşünmek zorunda kaldığımız o
kadar çok şey var ki modernizme bağlandıkça düşünmeye de aynı oranda
bağlanmak zorunda kalıyoruz. Bu da düşünmeyi gerekli bir eylem olmaktan
çıkarıp bağımlılık haline getiriyor. Belki de bu yüzden anda kalmayı
öğütleyen uzak doğu felsefeleri hiç olmadığı kadar popüler. Çünkü ancak o
zaman zihnimizi dindirip beynimizi soğutabiliyoruz. Zihin her zaman
şüphe duyar. Her zaman uyanıktır. Zihni düşüncelerle çok fazla meşgul
olan kişi gece uyuyamaz. Yoğun şekilde zihni kullanmak hem beyine hem
bedene zarar verir. Bu zihin kullanma hastalığının adı ise: Düşünmek.
Düşünmek yüzyılımızın hastalığıdır. Hepinize düşüncesiz günler dilerim.
30 Ekim 2016 Pazar
aforizma 240
Hayatta hiçbir şey düşünmekten daha önemli olamaz. Her şey bir düşünceyle başlar. İnsan olmanın ilk kuralıdır düşünmek.
29 Ekim 2016 Cumartesi
26 Ekim 2016 Çarşamba
22 Ekim 2016 Cumartesi
16 Ekim 2016 Pazar
14 Ekim 2016 Cuma
10 Ekim 2016 Pazartesi
aforizma 234
Kızmak istediğinde kız,
Sevmek istediğinde sev,
Öfkelendiğinde harekete geç...
Eğer bunları yapmazsan sadece dışarıdakileri değil, kendini de kandırmış olursun. Bedenine ve ruhuna yalan söyleme. Bunu yapmak zordur ama bir yalancı olmak istemiyorsan anı yaşa...
9 Ekim 2016 Pazar
aforizma 232
"Hiçbir şey" sadece hiçbir şey değildir. Hiçbir şey olarak aynı zamanda
"bir şey" olmaktadır. Hiçbir şey olan bir şey... Yokluğun varlığı...
aforizma 231
Çalışmak zekadan daha önemlidir. Çünkü çalışmadığın sürece zekan hiçbir işe yaramaz. Yaratıcılık çalışmaktan daha önemlidir. Çünkü yaratıcı çözümler sayesinde daha az çalışarak daha çok üretebilirsin. İyi olmaksa hepsinden daha önemlidir. Çünkü iyilik hayatın özüdür ve her şey iyilik için olmalıdır.
22 Eylül 2016 Perşembe
aforizma 230
Günümüzde insan ömrü üçe ayrılır:
0-30 tecrübe edinme dönemi,
30-50 branş uzmanı,
0-30 tecrübe edinme dönemi,
30-50 branş uzmanı,
50- sonrası insan uzmanı.
İnsanları en verimli zamanında emekli ediyorlar. Bu yanlış.
Halbuki her yaşın kendi güzelliğini üretime dönüştürebilir insan.
İnsanları en verimli zamanında emekli ediyorlar. Bu yanlış.
Halbuki her yaşın kendi güzelliğini üretime dönüştürebilir insan.
21 Eylül 2016 Çarşamba
20 Eylül 2016 Salı
aforizma 228
Gerçek, kainata hakim olan tek şeydir ve tüm zamanların sonu geldiğinde geriye sadece o kalacak.
13 Eylül 2016 Salı
bir diyalog
Bir takipçimden gelen bir soru ve ona verdiğim cevap aşağıdadır.
Soru: Cem Bey, bir yazınızda hayatın hiçlik olduğunu söylemişsiniz. Bunu ne anlamda söylediniz?
Cevap: Hiçlik derken yaşamın bir rüya gibi olmasına atıfta bulundum. Yaşam o kadar kısa ki varmı yok mu belli bile değil halbuki ölüm sonsuz.
Soru: Ama rüyaya müdahale edemiyorken yaşama müdahale edebiliyoruz. Bunu nasıl açıklayabilirsiniz?
Cevap: Bu da hayatın yanılsamalarından biri. Rüyanın içindeyken rüyayı gerçekmiş gibi yaşıyoruz ve müdahale edemesek bile etmeye çalışıyoruz. Aynısı hayat için de geçerli. Hayata da pek müdahale edebildiğimiz söylenemez ama içindeyken ediyormuşuz gibi görünüyor. Tıpkı rüyadaki gibi.
Soru: Peki ölümün sonsuz olduğunu nasıl bilebiliyorsunuz?
Cevap: Bilmiyorum ama ölüm yaşamın yanında sonsuz gibi görünüyor. Bu karanlığın sonunda bir ışık görmeye çalışmak gibi bir şey. Eğer ışığı göremiyorsanız ya ışık çok uzaktadır ya da hiç yoktur. Her halükarda yaşamla ölüm arasında zamanla zamansızlık kadar fark var.
Soru: Peki ölümün sonsuz olduğunu nasıl bilebiliyorsunuz?
Cevap: Bilmiyorum ama ölüm yaşamın yanında sonsuz gibi görünüyor. Bu karanlığın sonunda bir ışık görmeye çalışmak gibi bir şey. Eğer ışığı göremiyorsanız ya ışık çok uzaktadır ya da hiç yoktur. Her halükarda yaşamla ölüm arasında zamanla zamansızlık kadar fark var.
aforizma 227
Yaşam var olmak iken ölüm yok olmaktır diye düşünürüz hep. Ama tüm
hayatımız yaşamın hiçliğini düşünürken ölümün varlığını hissetmekle
geçer. Belki de bu yüzden bazı insanların doğumu ölümüyle başlar. Ne
büyük adamlar vardı değerleri öldükten sonra anlaşıldı. Ölümlerindeki yoklukları
yaşamlarındaki varlıklarından daha güçlüydü çünkü.
12 Eylül 2016 Pazartesi
6 Eylül 2016 Salı
1 Eylül 2016 Perşembe
30 Ağustos 2016 Salı
27 Ağustos 2016 Cumartesi
Genelleme yapmak yanlış mıdır?
Genelleme yapmak yanlış mıdır? Genellleme istatistiğin bir parçasıdır, benzerlerin oluşturduğu bütünü ele alır. Toplum içinde yaşayan her bir fert tabiki farklı karakteristik özelliklere sahiptir ama her toplumun da genelleyebileceğimiz özellikleri vardır. O yüzden akdeniz insanı ya da doğu toplumları şöyledir böyledir deriz. Bizim toplumumuzun da genel özellikleri var. Mesela türk toplumu çay sever derken genelleme yapabiliriz ama bu benim de çay sevdiğim anlamına gelmez. Ben çay sevmiyorum diye de bu genellemeye karşı çıkamam. Genelleme normal bir şeydir ama genel durumlardan özel sonuçlar çıkartmak yanlış olur. Bir ingilize sen emperyalistsin diyemeyiz. özelde bir bireye genel sonuçları uygulayamayız.
24 Ağustos 2016 Çarşamba
aforizma 222
Zihinlerimizi sıkıştıranın yine zihinlerimiz olduğunu anladığımız gün aydınlanmaya başlayacağız.
22 Ağustos 2016 Pazartesi
13 Ağustos 2016 Cumartesi
7 Ağustos 2016 Pazar
aforizma 219
Kainattan alınan ilhamla ortaya konulan sanat eseri aslında yaratıcının
bizlere görünen yüzünden başka nedir ki? İki boyutlu ve beş duyulu
dünyamızda görüp hissedebildiğimiz herşey yaradanın tezahürü olduğuna
göre, evrenden aldığımız ilhamla ortaya çıkarttığımız sanat eserini
yaratmış olmasak bile en azından yaratmaya vesile olduğumuz
söylenebilir. Bu durumda her halükarda ortaya çıkan eser bir yaratımdır.
İnsanlık tarihi boyunca ortaya çıkan tüm sanat eserleri, bütün medeniyetler, bütün insanlar, hayvanlar ve bitki örtüsü yaratım sürecinin birer parçasıdır. Sanat ve sanatçı arasındaki bağ da içimizdeki yaratıcılığın bazılarında daha kuvvetli ortaya çıkmasından başka birşey değildir... Bu yaratıcılık özelliği - ya da doğurganlık da diyebiliriz - kendinden menkul bir motor gibi evreni sürekli yeniden şekillendiriyor. Tanrı sadece evreni yaratmadı aynı zamanda çok özel bir formül yarattı. Bu öyle bir formül ki yaratılan herşey de sürekli kendini yenileyip çoğalmakta. Matematiksel kurallara baktığımızda herşeyin birbirine uyan formüller etrafında geliştiğini görebiliyoruz. O formüller sistematik bir şekilde kendini yenilerken tanrı belki de gerçekten başka işlerle uğraşıyordur bu sırada :))
İnsanlık tarihi boyunca ortaya çıkan tüm sanat eserleri, bütün medeniyetler, bütün insanlar, hayvanlar ve bitki örtüsü yaratım sürecinin birer parçasıdır. Sanat ve sanatçı arasındaki bağ da içimizdeki yaratıcılığın bazılarında daha kuvvetli ortaya çıkmasından başka birşey değildir... Bu yaratıcılık özelliği - ya da doğurganlık da diyebiliriz - kendinden menkul bir motor gibi evreni sürekli yeniden şekillendiriyor. Tanrı sadece evreni yaratmadı aynı zamanda çok özel bir formül yarattı. Bu öyle bir formül ki yaratılan herşey de sürekli kendini yenileyip çoğalmakta. Matematiksel kurallara baktığımızda herşeyin birbirine uyan formüller etrafında geliştiğini görebiliyoruz. O formüller sistematik bir şekilde kendini yenilerken tanrı belki de gerçekten başka işlerle uğraşıyordur bu sırada :))
4 Temmuz 2016 Pazartesi
1 Temmuz 2016 Cuma
30 Haziran 2016 Perşembe
Söz Şifadır...
Bankadan ayrılıp eğitmenlik mesleğine ilk girdiğim zamanlarda bir
astroloğa gitmiştim. Astrolog yıldız haritama bakıp insanlara şifa
dağıtacağımı söylediğinde buna pek bir anlam veremeyerek "İyi de benim
şifacılık özelliğim yok ki bu nasıl olacak?" diye astroloğa sordum.
Astrolog da bana "Sen sözlerinle insanlara şifa vereceksin" demişti. O
gün bu gündür konuşuyorum ve yazıyorum. İndigo
Dergisi' ndeki yazılarım bugüne kadar binlerce kez okundu. Hem devlet,
hem özel sektörde pek çok kurumsal firmaya eğitimler verdim ve hala da
eğitimler vermeye devam ediyorum. Görünürde iletişim, takım çalışması,
ikna gibi konuları anlatıyorum ama her eğitimin en kallavi yerinde akışa
geçerek insanların ruhlarına hitap edecek konuşmalar yaparak onları
şifalandırıyorum. Ders sırasında ortaya müthiş bir enerji çıkıyor ve
aynı enerji beni de şifalandırıyor. Evet ben görünürde bir eğitmen ve
yazarım ama özünde bir şifacıyım ve sözlerimle insanların önce anlam
dünyalarını şifalandırıyorum, ardından da o kişiler maddi dünyalarını
değiştiriyorlar. Neyse, sanırım kendimi en çok övdüğüm yazı bu oldu :)
Sonuç olarak diyeceğim o ki söz şifadır. Eğer isterseniz siz de bir şifacı olabilirsiniz. Bunun için mutlaka sihirli ellerinizin olması gerekmiyor. Güzel sözlere sahip olmanız yeterlidir. Ama sözlerinize dikkat etmezseniz zehir de olabilir bu durum. Ağzınızdan çıkan her kelimeye dikkat edin. Sözcükler sandığınızdan çok daha fazla etkilidir. Unutmayın ki ağızdan çıkan her söz şifa da olsa zehir de olsa mutlaka sahibini de etkiler...
Sonuç olarak diyeceğim o ki söz şifadır. Eğer isterseniz siz de bir şifacı olabilirsiniz. Bunun için mutlaka sihirli ellerinizin olması gerekmiyor. Güzel sözlere sahip olmanız yeterlidir. Ama sözlerinize dikkat etmezseniz zehir de olabilir bu durum. Ağzınızdan çıkan her kelimeye dikkat edin. Sözcükler sandığınızdan çok daha fazla etkilidir. Unutmayın ki ağızdan çıkan her söz şifa da olsa zehir de olsa mutlaka sahibini de etkiler...
22 Haziran 2016 Çarşamba
17 Haziran 2016 Cuma
8 Haziran 2016 Çarşamba
Kişiler Arası İletişimin Üç Sırrı:
İnsanlar gerçekte sizin diksiyonunuzla ilgilenmiyor. Ne kadar çok kelimeyle ya da ne kadar akıcı konuştuğunuzla da ilgilenmiyorlar. Aslında ne giydiğinizin de çok fazla bir anlamı yok. Giyim kuşam sadece başlangıçta sizin hakkınızda bir fikir edinmelerini sağlıyor. İnsanlar sizin onlara ne kadar açık ve yakın olduğunuzla ilgileniyor.
Bir iletişim eğitimcisi olarak ve her şeyden önce bir insan olarak karşılaştığım ve şahit olduğum durumlar sonucunda iletişimin üç tane çok basit sırrı olduğunu farkettim:
1- Her zaman güler yüzlü ol,
2- Lütfen de,
3- Teşekkür ederim demeyi ihmal etme...
Sadece bu üçünü sürekli yaparak her zaman çevreniz tarafından çok kibar ve cana yakın birisi olarak görülebilirsiniz.
5 Haziran 2016 Pazar
aforizma 211
İnsanın kendini aldatması anlamasından daha kolaydır. O yüzden daha çok tercih edilir. Alışkanlıklarımız zamanla inançlarımıza dönüşür. Bazen de
tam tersi olur, inançlarımız alışkanlıklara dönüşür. Her iki durum da
tehlikelidir. Aslında uyumayı tercih eden kişi için tehlikeli değildir
rahattır bu durum. Uyanmak isteyense acı çeker. Çünkü alışkanlıklardan
kurtulmak acı vericidir. Olan biteni anlamak istiyorsan önce
kalıplarından çıkabilmelisin. Ve bu işin sonu yok. En azından bugüne
kadar dibini gören olmadı. Her uyanışın ardından başka bir yatakta
uyurken buluyor insan kendini. Ve yine debeleniyor. Bu döngü nereye
kadar sürer bilmiyorum ama herşey de döngüler üzerine kurulu.
Evrendeki döngülere bakarsak hayat iç içe geçmiş dairelerden oluşuyor ve bunlar da tıpkı bir spirali andırıyor. Birbirini tekrar eden döngüler. Her akşam uykumuz geliyor. Her birkaç saatte bir acıkıyoruz yemek yiyoruz ve tekrar acıkıyoruz. Düzenli olarak tuvalete gidiyoruz. Birbirini tekrar eden döngüler ama asla zaman üzerinde aynı hizadan geçmiyor. Bütün bunlar da bende hayatın bir spiral olduğu hissini uyandırıyor.
Ayrıca bu böyledir şu şöyledir diye ahkam kesmek niyetinde değilim. Herşeyin göreceli olduğu bir dünyada ahkam kesen aptaldır. Ona inananlar da aptaldır. Ve biliyorum ki ortalıkta bir sürü aptal var. Çünkü böylesi daha rahat geliyor bir çok kişiye. Benim ızdırabımsa tam olarak anlaşılamamak -ki bunu da evrenin döngüsü içinde normal karşılıyorum...
Evrendeki döngülere bakarsak hayat iç içe geçmiş dairelerden oluşuyor ve bunlar da tıpkı bir spirali andırıyor. Birbirini tekrar eden döngüler. Her akşam uykumuz geliyor. Her birkaç saatte bir acıkıyoruz yemek yiyoruz ve tekrar acıkıyoruz. Düzenli olarak tuvalete gidiyoruz. Birbirini tekrar eden döngüler ama asla zaman üzerinde aynı hizadan geçmiyor. Bütün bunlar da bende hayatın bir spiral olduğu hissini uyandırıyor.
Ayrıca bu böyledir şu şöyledir diye ahkam kesmek niyetinde değilim. Herşeyin göreceli olduğu bir dünyada ahkam kesen aptaldır. Ona inananlar da aptaldır. Ve biliyorum ki ortalıkta bir sürü aptal var. Çünkü böylesi daha rahat geliyor bir çok kişiye. Benim ızdırabımsa tam olarak anlaşılamamak -ki bunu da evrenin döngüsü içinde normal karşılıyorum...
31 Mayıs 2016 Salı
aforizma 209
Huzur varılması gereken bir noktadan ziyade acıdan arındırılmış bir
durumdur yani haldir. Huzura ulaşmak isteyen insan huzuru aramak yerine
huzursuzluğu ortadan kaldırmaya çalışmalıdır ki geriye sadece huzur
kalsın. Çayın içine attığımız şekerin aslında çayı tatlandırmak yerine
çayın acısını aldığını biliyor muydunuz? Yani şeker aslında tatlı değil
sadece acıyı bastırıyor ve tadı hissizleştiriyor. Bizler de farkında
olmasak da hayatımız boyunca çayın içindeki şekeri arıyoruz. Yaşam için
üretilen özel bir şeker yok ama bazı insanlar, bazı hayvanlar, bitkiler
ve bazı şeyler hayatlarımıza tıpkı bir şeker gibi giriyor ve hayatın
acılığını bizden alıyorlar. Bu bazen kallavi bir sohbet, bazen
kucağınızda uyuyan bir kedicik, bazen de lezzetli bir yemek olabiliyor.
Hayatınız üç şekerli çay kıvamında geçsin. Şekerleri bulmak da size
düşmüş ;))
30 Mayıs 2016 Pazartesi
Enteresan adammış Montaigne. Hayatının önemli bir bölümünü ölümü
düşünerek geçirmiş. Sonra aniden bir kaza geçirir ve ölümün kıyısına
gelir. O an anlar ki ölüm anı aslında yaşamdaki milyarlarca andan sadece
biridir ve bizler sadece bir an olan ölüm anını düşünerek milyarlarca
anımızı heba ediyoruz. O günden sonra Montaigne ölümü düşünmekten
vazgeçer ve hayatı yaşamaya karar vererek denemeler isimli meşhur
eserini yazar. Kitap öyle bir eserdir ki Montaigne bazen kitabın başında
aktardığı bir bilginin tam tersini ilerleyen bölümlerde de yazmıştır.
Başka bir yazar olsaydı muhtemelen en başa dönüp yanlış yazdığı bölümü
düzeltirdi ama o düzeltmemiş ve olanca yalınlığıyla kitabı yazmaya devam
etmiştir. Aslında Montaigne insanların fikirlerinin de değişebileceğini
ve geçmişe çok da takılmamak gerektiğini bu mesajla aktarıyordu.
Enteresan adammış Montaigne...
26 Mayıs 2016 Perşembe
aforizma 208
Yaşamın anlamını uzaklarda aramayın. O şu anda ve burada... Onu geçmişte
ya da gelecekte bulamazsınız. Uzaklara yerleştirdiğiniz hedeflerinize
ulaştığınızda mutlu olamayacaksınız. Kurduğunuz hayaller sadece şu anda
ve burada onu kurarken sizi mutlu edebilir. O yüzden hayat basit
yaşanmalıdır. Basit olan yanı başımızdadır ama biz hep zor ve karmaşık
olanın peşinden koşarız. Mutluluğun gelecekte bir yerlerde olduğunu
sanırız. Mutluluğu ne kadar uzağa koyarsak o kadar büyük olacağını
düşünürüz. Halbuki yanı başımızda ve küçücüktür. Anın içinde, küçük ama
çok lezzetlidir...
24 Mayıs 2016 Salı
aforizma 207
Yalancılar gerçek aptallardır. Herşeyin yalan olduğu bu dünyada hala kandırmaya çalıştıkları için...
10 Mayıs 2016 Salı
"Sen olayı yanlış anlamışsın dostum. Batının kültürünü reddedip sadece tekniğini alırsam olay hallolur sandın ama o tekniği oluşturan şeyin o kültür olduğunu anlayamadın. Çünkü batı kültürü denildiğinde aklına sadece hristiyanlık ve disko çıkışı sokağa işeyen kızlar geldi. Bugün batı kültürü dediğimiz şey evrensel değerlerdir ve batıda bulunduğu için batı kültürü diyoruz. Bu değerler demokrasi(gerçek demokrasi), adalet, insan hakları, korkmadan sorgulamak ve bilimin en üst otorite olarak görülmesidir. Bu değerler birkaç istisna ülke dışında avrupanın tamamına yayılmış durumda. Batının buluşlarını kullanınca batıyı yakaladığını zannediyorsun.
Halbuki doğru dürüst tek bir icadın bile yok. I phone'u satın alabiliyor
ve kullanabiliyor olman seni çağı yakalamış yapmıyor ama öyle olduğunu
zannediyorsun. Eskiden kapitülasyonlar vardı şimdiyse yüksek teknoloji
var. Arabanı Japonya'dan, Almanya'dan alıp sonrasında 4 yıl boyunca bu
ülkelere taksit ödüyorsun. Yani 4 koca yıl Almanya için çalışıyorsun.
Arabanla gezince özgür olduğunu zannediyorsun halbuki hayatın
ipotek altında. Bu da köleliğin bir başka boyutu. Yine bizden daha
akıllılar! Kendi kısıtlı çevrende ne kadar geliştiğimizle ilgili
hikayeleri dinleyerek ve başkalarına anlatarak kendini gaza
getirebilirsin ama gerçek bu değil. O aletleri kullanabildiğin için öyle
zannediyorsun sadece. Gerçek bu olmamasına rağmen mutlusun. Çünkü
aptalsın. Aptallar teknolojiyi kullanır hatta teknoloji aptalların daha
rahat yaşaması içindir. Akıllılarsa teknolojiyi üretir ve geri kalan
aptallara satar. Teknolojiye ulaşabiliyor olmanın bedeli de köle gibi
çalışarak taksitleri ödemeye çalışmak olur. O yüzden bu çağın adı
aptallık çağı. Özellikle senin için..." Kendime yazdım üzerinize
alınmayın.
9 Mayıs 2016 Pazartesi
aforizma 206
Ne ekersen onu biçersin.
Nefret kötülüğün tohumu,
Sevgiyse yeter aşka...
Ya sen ne ektin yüreğine?
Nefret kötülüğün tohumu,
Sevgiyse yeter aşka...
Ya sen ne ektin yüreğine?
4 Mayıs 2016 Çarşamba
aforizma 204
Herkes "HİÇ" olmanın derdinde. Ericem derken nihilist oluyorsunuz
farkında değilsiniz. Mesele hiç olmak değil "BİR" olduğunun farkına
varabilmek. Kapak fotoğraflarının gazına gelmeyin.
30 Nisan 2016 Cumartesi
27 Nisan 2016 Çarşamba
aforizma 202
Sormak mı zor yoksa cevaplamak mı? Herkes soru soramaz. Soru sormak zor zanaattir. Hele doğru soruyu sormak herkesin harcı değildir. Ama en zoru cevabı bulmaktır. Hayatınla ilgili doğru cevaplara ulaşamıyorsan sorularını gözden geçir. Doğru cevaba ulaşmak istiyorsan soruyu da doğru sormalısın. Diğer taraftan konuşmak ve düşünmek soru soranın özelliğidir. Soran kişi doğru cevabı bulana kadar durmadan sorar ve düşünür. Cevabı bulduğundaysa susar. İşte bu yüzden hakikati arayan kişi çok konuşur. Cevabı bulan kişi ise susar. Ortalık hakikati arayan kişilerle dolu. Ben de bunlardan biriyim. Bulduğum gün susacağım.
25 Nisan 2016 Pazartesi
22 Nisan 2016 Cuma
aforizma 200
Doğru bilgiye ulaşmanın bu kadar zor olduğu günümüzde cehalet öğrenmekle değil sorgulamakla gider.
20 Nisan 2016 Çarşamba
aforizma 199
Tarih boyunca en büyük kahinler kördü, en büyük besteciler sağır, en büyük ressamlar şaşıydı. Başlangıçta problem gibi görünen fiziksel eksiklikler zamanla kişilerin en çok geliştirdikleri yönleri oluyor. Bu bağlamda herhangi bir alanda çok başarılı birini gördüğünüzde bunun hangi eksikliğinin dışa vurumu olduğunu çözmeye çalışırsanız onunla ilgili kendisinin dahi bilmediği bilgilere ulaşırsınız.
19 Nisan 2016 Salı
aforizma 198
Kitap okumak iyi midir gerçekten? O intihar komandosu da bir sürü kitap okumamış mıydı? Bilgiyi sorgulamak ve yönetmek bu yüzden çok önemli. Araştırarak mutlak doğruyu belki bulamayız ama doğruya yaklaşabiliriz. Doğru bilgiye ulaşmalı ve doğru bildiklerimiz için mücadele etmeliyiz. Hayatı aydınlatmak ve ışığı yaymak için...
aforizma 197
Herkesin farklılaşmaya çalıştığı bir dünyada farklılaşmaya çalışmak sıradanlığı tekrar etmektir.
16 Nisan 2016 Cumartesi
aforizma 196
Kelimelerin gücüyle bir yere kadar ilerleyebilirsin. Kelimeler gerçek
bilgiyi tarif edebilen sembollerdir ve ilerlemende yardımcı olurlar.
Gerçek bilgiyi anlamanın yolu ise hissederek idrak etmekten geçer.
Yolculukta ilerlemek için bir yerden sonra kelimelere yani zihnine
tutunmayı bırakmalısın. Ama insanların çoğu ya kelimeleri bırakmazlar ve
çerçevelerden kurtulamazlar ya da zihni baştan beri hiç kullanmayarak
hayata senkronize olamazlar.
14 Nisan 2016 Perşembe
5 Nisan 2016 Salı
aforizma 194
Günümüzde IQ ve EQ'ya artık 'pazarlama zekası' da eklenmeli. Çünkü ne
yaparsanız yapın o şeyi pazarlayamıyorsanız eğer, o şey başkaları için
hiçbir şey ifade etmiyor.
aforizma 194
Einstein'in çok sevdiğim bir sözü var: "Bir şeyi ne kadar iyi bildiğiniz
o şeyi ne kadar basit anlatabildiğinizle ölçülür." der Einstein.
Hayatımızı yaşarken de aynı prensip geçerli olmalı. Ne kadar basit
yaşarsak o kadar mutlu oluruz. Ne kadar karmaşık yaşarsak da o kadar
kafamız karışır ve mutsuzluk da beraberinde gelir. Basit derken
bahsettiğim sıradan olmak değil asla. İkisini birbirine
karıştımamalıyız.Tıpkı bir matematik problemi gibi zordan kolaya,
karmaşıktan basite doğru gitmeliyiz. Hayatta karşılaştığımız problemleri
de ancak böyle çözebiliriz. Halbuki biz hep tam tersini yapıyoruz.
Zorlaştırıyor ve karmaşıklaştırıyoruz. Sonra da mutsuz oluyoruz. Hayatı
basitleştirmek için de zihnimizi eğitmeli, alışkanlıklarımızı
değiştirmeliyiz.
aforizma 193
Ne yöne baktığın kadar nasıl baktığın da önemli. Dünya bahçesinde
yaşıyorsun madem, böceklere değil çiçeklere odaklan. Ne ararsan onu
bulursun. Diken arayana diken, çiçek arayana çiçek... Nasıl bakarsan sen
O'sun. Algın gerçeğindir...
4 Nisan 2016 Pazartesi
aforizma 192
Ne yöne baktığın kadar nasıl baktığın da önemli. Dünya bahçesinde
yaşıyorsun madem, böceklere değil çiçeklere odaklan. Ne ararsan onu
bulursun. Diken arayana diken, çiçek arayana çiçek... Nasıl bakarsan sen
O'sun. Algın gerçeğindir...
26 Mart 2016 Cumartesi
19 Mart 2016 Cumartesi
aforizma 190
İlişkileri bozan önemli bir hata da haklı çıkmaya çalışmak. Onun yerine mutlu olmaya çalışmalıyız...
12 Mart 2016 Cumartesi
aforizma 188
Rehber denildiğinde genellikle rehberin bir insan olduğu düşünülür ama ders almasını bilen için hayatta karşılaşılan her şey rehberdir aslında...
Zorluklar ve engellerse hayatlarımızın büyük rehberleridir. Hayatımızda oldukları için onlara teşekkür edin!
Karşılaştığımız zorluklar sayesinde gelişiyor ve dönüşüyoruz...
aforizma 187
İnsanlar genellikle öğrenmeyi değil öğretilmeyi seviyor. Çünkü öğrenme süreci aynı zamanda acı verici bir süreçtir. Öğrenirken beyinde pek çok nöron çalışır. Ama öğretildiği vakit bu nöronların bir çoğunun çalışmasına gerek kalmaz.
Öğrenen kişi mukayese yoluyla doğru yolu bulmaya çalışırken öğretilen, kendisine hazır olarak verilen kalıbı sorgulamadan kullanır. Öğretenenin otoritesi ve karizması da bu sorgulamayı zorlaştırır!
Eğer konu aydınlanmaksa öğretmenden çok bir rehbere ihtiyaç vardır...
Rehber yol gösterir ve öğrenenin düşünerek kendi yolunu bulması için ona yardımcı olur. Rehber konuyu değil, düşünmeyi öğretir...
aforizma 186
Pek çok kişi, kendisine hakikati öğretmesi için; aydınlanmış insan ya da mürşit arayışında...
Oysa hiç kimse, o kişinin kendisi olabileceğini düşünemiyor. Gelecekte kendisinin de aydınlanmış bir insana dönüşmüş olabileceğini göz ardı ediyor ve yine aydınlanmayı dışarıda arıyor.
Dışarıda aradığın sürece bulamayacağın bir kısır döngü bu! Herşey içeride...
Dışarıda olan bitenler sadece içimizdekinin yansımalarıdır. Bunu anladığımızda aydınlanma da beraberinde gelir ve bu bir yolculuktur. Işığın yolcuğu...
11 Mart 2016 Cuma
aforizma 185
Yaşamak öyle bir hayal ki bazen tatlı bir rüya bazen de bir kabus gibi. Ölüm ise insanın yaşamının sona ermesi değil, gerçekte hiç yaşamamış olduğunu anlamasıdır...
10 Mart 2016 Perşembe
aforizma 184
KAPILAR ve ANAHTARLAR
Bir kapı kapanırken bir başka kapı her zaman açılır. Hangi kapının açılacağını ise hayata karşı duruşumuz belirler. Kapıları anahtarlar açar. Hangi anahtarı elimize aldığımız çok önemli. Hayatın anahtarları düşünme şeklimizde saklı. Yanlış düşünürsen yanlış anahtarı alıyorsun eline ve hayat da seni yanlış kapıya götürüyor. Doğru kapıları açmanın yolu doğru anahtarı aramaktan geçer. Bunun için de doğru düşünmelisin. Her zaman hatanın kimde olduğunu değil, çözümün nerede olduğunu aramalısın. Kim bozdu değil, nasıl düzeltirim, nasıl incinebilirim değil nasıl onarabilirim, neden uğraşayım değil nasıl yapabilirim... İşte bütün mesele bu. Anahtarlar senin zihninde. Hangi anahtarı zihnine alırsan o kapı açılır. Kapılar ve anahtarlar... Seçim sadece sende. Doğru anahtarı seç doğru kapı açılsın. Doğru düşün doğru yaşa...
Bir kapı kapanırken bir başka kapı her zaman açılır. Hangi kapının açılacağını ise hayata karşı duruşumuz belirler. Kapıları anahtarlar açar. Hangi anahtarı elimize aldığımız çok önemli. Hayatın anahtarları düşünme şeklimizde saklı. Yanlış düşünürsen yanlış anahtarı alıyorsun eline ve hayat da seni yanlış kapıya götürüyor. Doğru kapıları açmanın yolu doğru anahtarı aramaktan geçer. Bunun için de doğru düşünmelisin. Her zaman hatanın kimde olduğunu değil, çözümün nerede olduğunu aramalısın. Kim bozdu değil, nasıl düzeltirim, nasıl incinebilirim değil nasıl onarabilirim, neden uğraşayım değil nasıl yapabilirim... İşte bütün mesele bu. Anahtarlar senin zihninde. Hangi anahtarı zihnine alırsan o kapı açılır. Kapılar ve anahtarlar... Seçim sadece sende. Doğru anahtarı seç doğru kapı açılsın. Doğru düşün doğru yaşa...
21 Şubat 2016 Pazar
aforizma 183
Yediğin ne ise sen o'sun, düşündüğün ne ise sen o'sun, gördüğün ne ise
sen o'sun, duyduğun ne ise sen o'sun, kokladığın ne ise sen o'sun. Bu
yüzden yediğin yiyeceklere, baktığın yöne, duyduğun seslere, kokladığın
çiçeklere dikkat et. Başkalarının algılarını yönetmesine izin verme.
Neyi deneyimlemek istiyorsan algılarını o yöne çevir. Ve bilgeliği
deneyimlemek istiyorsan bu bilince sahip olmalısın. Bu bilinç bilgelik
yolunun bilincidir.
aforizma 182
Kaybetmek sizi korkutmasın. Hayatın sürprizlerine açık olun. Her kayıp başka bir kazancın başlangıcıdır.
19 Şubat 2016 Cuma
aforizma 181
Hayatta karşılaştığım engelleri geçerken son bir kaç yıldır uyguladığım
ve ilerlememi hızlandıran çok etkili bir teknik var. Onu sizlerle
paylaşmak istiyorum. Herhangi bir engelle ya da sorunla karşılaştığımda
şöyle düşünüyorum: Mustafa Kemal aynı engelle karşılaşsaydı nasıl
hareket ederdi? Ve sonra tıpkı bir şaman gibi o ruhu bilincimde
hissediyorum ve karar veriyorum. Bu düşünce tarzı engelleri geçmemde
bana çok yardımcı oldu. Size de tavsiye ederim. Ben Mustafa Kemal'i
tercih ediyorum. Sizler de istediğiniz kişiyi monte edebilirsiniz bu
uygulamaya.
aforizma 180
Hayat alışkanlıkların toplamıdır demişti bilge bir kişi. Bütün hayatımız
boyunca pek çok alışkanlık ediniyoruz ve hayat kocaman bir bağımlılık
haline geliyor bizim için. Ölmek ise tüm bağımlılıklardan kurtulmaktır. O
yüzden bu kadar zor geliyor çünkü bırakamıyoruz. Her bağımlılığımızdan
kurtulduğumuzda biraz daha ölüyoruz. Mesela sigara bağımlılığımızdan
kurtulduğumuzda biraz daha ölüyoruz aslında. Şimdi bu yazıdaki 'ölüm'
kelimesinin olduğu yerleri 'özgürlük' kelimesiyle değiştirin. Anlamın
bozulmadığını göreceksiniz...
18 Şubat 2016 Perşembe
aforizma 179
"Düşünüyorum öyleyse varım."
17. yy. Descartes
"Şarjın yoksa sen de yoksun."
21. yy. Cem Özüak :)
17. yy. Descartes
"Şarjın yoksa sen de yoksun."
21. yy. Cem Özüak :)
22 Ocak 2016 Cuma
19 Ocak 2016 Salı
17 Ocak 2016 Pazar
12 Ocak 2016 Salı
aforizma 175
Akıllı bir insanın hayatının güçlüklerle başlaması ileride daha mükemmel olmasına yardımcı olur.
5 Ocak 2016 Salı
aforizma 174
Formal bilgi söz konusu olduğunda pratik, taklit, çok tekrar gibi yöntemleri uygularız. Ancak varoluşsal bilgileri pratikten ziyade hissederek öğreniriz. Öğrenmekten ziyade o bilgi adeta içimize doğar. Pratikte öğrenilen bilgiler de varoluşsal-hissel bilgilerin yeryüzündeki birer gölgesi gibidir. Pratik bilgiyi öğrenen insan NASIL sorusunu sorar. Okuyarak ve araştırarak nasılları öğrenebiliriz. Keşfeden insan ise nasıllarla uğraşmaz NEDEN diye sorar. Ve eğer güçlü bir nedeniniz varsa nasılların bir önemi yoktur.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)