Kainattan alınan ilhamla ortaya konulan sanat eseri aslında yaratıcının
bizlere görünen yüzünden başka nedir ki? İki boyutlu ve beş duyulu
dünyamızda görüp hissedebildiğimiz herşey yaradanın tezahürü olduğuna
göre, evrenden aldığımız ilhamla ortaya çıkarttığımız sanat eserini
yaratmış olmasak bile en azından yaratmaya vesile olduğumuz
söylenebilir. Bu durumda her halükarda ortaya çıkan eser bir yaratımdır.
İnsanlık tarihi boyunca ortaya çıkan tüm sanat eserleri, bütün
medeniyetler, bütün insanlar, hayvanlar ve bitki örtüsü yaratım
sürecinin birer parçasıdır. Sanat ve sanatçı arasındaki bağ da
içimizdeki yaratıcılığın bazılarında daha kuvvetli ortaya çıkmasından
başka birşey değildir... Bu yaratıcılık özelliği - ya da doğurganlık da
diyebiliriz - kendinden menkul bir motor gibi evreni sürekli yeniden
şekillendiriyor. Tanrı sadece evreni yaratmadı aynı zamanda çok özel bir
formül yarattı. Bu öyle bir formül ki yaratılan herşey de sürekli
kendini yenileyip çoğalmakta. Matematiksel kurallara baktığımızda
herşeyin birbirine uyan formüller etrafında geliştiğini görebiliyoruz. O
formüller sistematik bir şekilde kendini yenilerken tanrı belki de
gerçekten başka işlerle uğraşıyordur bu sırada :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder