Bankadan ayrılıp eğitmenlik mesleğine ilk girdiğim zamanlarda bir
astroloğa gitmiştim. Astrolog yıldız haritama bakıp insanlara şifa
dağıtacağımı söylediğinde buna pek bir anlam veremeyerek "İyi de benim
şifacılık özelliğim yok ki bu nasıl olacak?" diye astroloğa sordum.
Astrolog da bana "Sen sözlerinle insanlara şifa vereceksin" demişti. O
gün bu gündür konuşuyorum ve yazıyorum. İndigo
Dergisi' ndeki yazılarım bugüne kadar binlerce kez okundu. Hem devlet,
hem özel sektörde pek çok kurumsal firmaya eğitimler verdim ve hala da
eğitimler vermeye devam ediyorum. Görünürde iletişim, takım çalışması,
ikna gibi konuları anlatıyorum ama her eğitimin en kallavi yerinde akışa
geçerek insanların ruhlarına hitap edecek konuşmalar yaparak onları
şifalandırıyorum. Ders sırasında ortaya müthiş bir enerji çıkıyor ve
aynı enerji beni de şifalandırıyor. Evet ben görünürde bir eğitmen ve
yazarım ama özünde bir şifacıyım ve sözlerimle insanların önce anlam
dünyalarını şifalandırıyorum, ardından da o kişiler maddi dünyalarını
değiştiriyorlar. Neyse, sanırım kendimi en çok övdüğüm yazı bu oldu :)
Sonuç olarak diyeceğim o ki söz şifadır. Eğer isterseniz siz de bir
şifacı olabilirsiniz. Bunun için mutlaka sihirli ellerinizin olması
gerekmiyor. Güzel sözlere sahip olmanız yeterlidir. Ama sözlerinize
dikkat etmezseniz zehir de olabilir bu durum. Ağzınızdan çıkan her
kelimeye dikkat edin. Sözcükler sandığınızdan çok daha fazla etkilidir.
Unutmayın ki ağızdan çıkan her söz şifa da olsa zehir de olsa mutlaka
sahibini de etkiler...
30 Haziran 2016 Perşembe
22 Haziran 2016 Çarşamba
17 Haziran 2016 Cuma
8 Haziran 2016 Çarşamba
Kişiler Arası İletişimin Üç Sırrı:
İnsanlar gerçekte sizin diksiyonunuzla ilgilenmiyor. Ne kadar çok kelimeyle ya da ne kadar akıcı konuştuğunuzla da ilgilenmiyorlar. Aslında ne giydiğinizin de çok fazla bir anlamı yok. Giyim kuşam sadece başlangıçta sizin hakkınızda bir fikir edinmelerini sağlıyor. İnsanlar sizin onlara ne kadar açık ve yakın olduğunuzla ilgileniyor.
Bir iletişim eğitimcisi olarak ve her şeyden önce bir insan olarak karşılaştığım ve şahit olduğum durumlar sonucunda iletişimin üç tane çok basit sırrı olduğunu farkettim:
1- Her zaman güler yüzlü ol,
2- Lütfen de,
3- Teşekkür ederim demeyi ihmal etme...
Sadece bu üçünü sürekli yaparak her zaman çevreniz tarafından çok kibar ve cana yakın birisi olarak görülebilirsiniz.
5 Haziran 2016 Pazar
aforizma 211
İnsanın kendini aldatması anlamasından daha kolaydır. O yüzden daha çok tercih edilir. Alışkanlıklarımız zamanla inançlarımıza dönüşür. Bazen de
tam tersi olur, inançlarımız alışkanlıklara dönüşür. Her iki durum da
tehlikelidir. Aslında uyumayı tercih eden kişi için tehlikeli değildir
rahattır bu durum. Uyanmak isteyense acı çeker. Çünkü alışkanlıklardan
kurtulmak acı vericidir. Olan biteni anlamak istiyorsan önce
kalıplarından çıkabilmelisin. Ve bu işin sonu yok. En azından bugüne
kadar dibini gören olmadı. Her uyanışın ardından başka bir yatakta
uyurken buluyor insan kendini. Ve yine debeleniyor. Bu döngü nereye
kadar sürer bilmiyorum ama herşey de döngüler üzerine kurulu.
Evrendeki döngülere bakarsak hayat iç içe geçmiş dairelerden oluşuyor ve bunlar da tıpkı bir spirali andırıyor. Birbirini tekrar eden döngüler. Her akşam uykumuz geliyor. Her birkaç saatte bir acıkıyoruz yemek yiyoruz ve tekrar acıkıyoruz. Düzenli olarak tuvalete gidiyoruz. Birbirini tekrar eden döngüler ama asla zaman üzerinde aynı hizadan geçmiyor. Bütün bunlar da bende hayatın bir spiral olduğu hissini uyandırıyor.
Ayrıca bu böyledir şu şöyledir diye ahkam kesmek niyetinde değilim. Herşeyin göreceli olduğu bir dünyada ahkam kesen aptaldır. Ona inananlar da aptaldır. Ve biliyorum ki ortalıkta bir sürü aptal var. Çünkü böylesi daha rahat geliyor bir çok kişiye. Benim ızdırabımsa tam olarak anlaşılamamak -ki bunu da evrenin döngüsü içinde normal karşılıyorum...
Evrendeki döngülere bakarsak hayat iç içe geçmiş dairelerden oluşuyor ve bunlar da tıpkı bir spirali andırıyor. Birbirini tekrar eden döngüler. Her akşam uykumuz geliyor. Her birkaç saatte bir acıkıyoruz yemek yiyoruz ve tekrar acıkıyoruz. Düzenli olarak tuvalete gidiyoruz. Birbirini tekrar eden döngüler ama asla zaman üzerinde aynı hizadan geçmiyor. Bütün bunlar da bende hayatın bir spiral olduğu hissini uyandırıyor.
Ayrıca bu böyledir şu şöyledir diye ahkam kesmek niyetinde değilim. Herşeyin göreceli olduğu bir dünyada ahkam kesen aptaldır. Ona inananlar da aptaldır. Ve biliyorum ki ortalıkta bir sürü aptal var. Çünkü böylesi daha rahat geliyor bir çok kişiye. Benim ızdırabımsa tam olarak anlaşılamamak -ki bunu da evrenin döngüsü içinde normal karşılıyorum...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)