10 Mart 2010 Çarşamba

Türkiye'de erkek olmak

Bu ülkede Erkek olmak...
Erkek olmak zor iş arkadaş!
Özellikle bu ülkede erkek olmak çok zor!

Sünnetle başlayan acı hayat, askerlikle ve geçim yükünün omuzlara binmesiyle daha çok kendisini hissettiriyor!

Bu ülkede erkek olmak, her an sapık yerine konulabilme potansiyelini de bünyesinde barındıran eşsiz bir psikolojik duruma sahip olmaktır.

Bu ülkede erkek olmak karşı cinsten birine merhaba derken bile temkinli olmaktır.

Eğer bir erkeği öldürmek istiyorsanız onun yanına bir kadın gönderin. Tenha biryerde yanından geçerken çığlık atsın. “imdaattt bana tecavüz ediyorlar...” Çok kısa bir sürede satırlı sopalı bir grup mahalleli, sorgulamadan o adamı ölderecektir zaten... Erkek en baştan beri vicdanlarda suçludur çünkü...

Gül bahçesindeki çıyanın göze batması gibi genel profil de erkeğin maganda, abazan ve şiddet eğilimli birisi olduğu yönündedir.

Bundan birkaç yıl önce suçsuz yere tecavüzden hapis yatan bir adamın hikayesini okumuştum gazetede. Adamın tek suçu o sırada olay yerinden geçmek olmuş. Tipi de tecavüz eden diğer adama çok benzediği için tecavüze uğrayan kadın tarafından tespit edilmiş ve birkaç yıl hapis yatmış. Sperm örnekleriyle ilgili laboratuvar sonuçları geç geldiği için ve duruşma araları çok uzun olduğu için suçsuzluğunun kanıtlanması da uzun sürmüş. Tabi bu süre zarfında herkes tarafından tecavüzcü olarak lanse edilmiş. İşte! Türkiye’de erkek olmak bu kadar zor ve riskli bir iştir.

Minübüse ayakta bindiğinizde ayakta durmaya çalışmanın yanı sıra yanınızda bir kadın varsa eğer, o tarafa fazla yaslanmamaya çalışmak, olabildiğince az sürtünmek hatta mümkünse kadının yanından kaçmaktır erkek olmak ...

Her ortamda bayanlara yer vermek, batan gemiden en son inmektir... bir erkek yangında en son kurtarılacak şeydir...

Bazılarınca sünnet olunca, bazılarınca da askere gidince olunduğu sanılan şeydir erkek olmak.

Erkek olmak borcuna sadık olmaktır...

Bakir olmamaktır...

Kadınla ilişkilendirilen her türlü objeden uzak durmaktır(bugün küpe takan erkekler yavuz sultan selim’e dua etsinler)...

Sokaklarda karşı cins tarafından her türlü görsel tacize maruz kalıp yine de beyefendiliği korumaktır. Kendi doğasına, testesteron hormonuna karşı çıkmak, sırf maganda demesinler diye güzel olana bakmamaya çalışmaktır...
Bu ülkede erkek olmak bırakın barları, yüzme havuzuna bile damsız girememektir... herhangi bir yere sırf cinsiyetinden dolayı alınmamak, özünde ırkçılık ve bir çeşit faşizmdir. Batıda "gender discrimination" diye adlandırılan cinsiyet ayrımcılığına maruz kalmaktır... Bu uygulamayı yapan her işletme cinsiyet ayrımcılığı gerekçe gösterilerek mahkemeye verilebilir ve muhtemelen de davayı açan kişi kazanır. Bazı barlara damsız girilemiyor. Muhtemelen içeride bulunan bayanları erkeklerin ölçüsüz davranışlarından korumak için bu uygulama yapılıyor. Ama bu şekilde erkeklerle tanışmak için bara gelen bayanların da önü kesilmiş oluyor. Oldu olacak barlara aile salonumuz mevcuttur diye de yazılsın eşli gelenler o salona geçsin. Eşsiz gelenler de rahatça iki kadeh rakısını içebilsin. Ayrıca bu ülkedeki dengesizliğin asıl sebebi de erkekliğin kıroluğu değil, dam ve kavalye arz talep eğrisindeki dengesizliktir. Ben bu ülkede kıro erkek olduğu kadar kıro kadın olduğuna da inanıyorum. Yani erkeklerin daha kıro olması gibi bir durum söz konusu değil. Ama dışarıdaki erkek sayısı kadın sayısından daha fazla olduğu için göze batıyor... bunun sebebi ailelerin, özellikle muhafazakar ailelerin oğullarını serbest bıraktıkları kadar kızlarını serbest bırakmamalarıdır.

Özellikle son zamanlarda erkeklerin yara aldıkları bir başka konuda evlilikler! Ekonomik bağımsızlığını ele geçirmiş kadın tarafından damızlık olarak kullanılıyor erkek! Kariyerli kadının genel mantığı şu: Önce evlen, sonra çocuk yap, iki sene sonra da vur kıçına adamın tekmeyi ne hali varsa görsün! Nasılsa çocuğu yaptın, bir bahaneyle herifi boşa, ayrı ev tut artık anan da baban da karışamaz sana nasılsa çocuklu, boşanmış kadınsın kim ne diyebilir ki? Günümüz kadınlarında gittikçe kabul görmeye başlayan mantık bu! Kariyerini yaptın madem geriye bi çocuk kaldı. Bul safın birini evlen, sıkılınca da gönder. Nasılsa babası hakkında çocuğa anlatacak iyi bir hikaye bulursun...” senin baban çok sinirliydi yavrum”, “işsiz güçsüz adamın tekiydi”, “pısırık”, “mıymıntı”,”kumarcı”, “bizi hiç düşünmezdi” bla blaa...

Yıllar önce rahmetli Duygu Asena kadının adı yok isimli bir kitap yazmıştı. Kadının çektiği çileleri uğradığı haksızlıkları anlatan bir kitap... Ne kadar da haklıydı bunları yazarken! Fakat Sadece kadının değil erkeğin de adı yok bu ülkede. Suçsuzun değil güçsüzün yanında bulunma psikolojisi erkeği mahkum etti hep bugüne kadar vicdanlarda...

Bugün işsiz, güçsüz, avcılık ve toplayıcılık özelliğini yitirmiş bir sürü erkek geziyor sokaklarda. Kadınların evlenilecek erkek bulamayışındaki en önemli sebep, erkeğin yediği sosyo-ekonomik darbeler yüzünden iddiasını yitirmesi, ortalıkta görünememesidir. Yalnız kadınlar ve yalnız erkeklerin dünyasına hoşgelmek üzereyiz.

Maalesef kuşağımız her alanda köklü değişimlerin yaşandığı bir zamana denk geldi. Bugüne kadar insanoğlunun yaşamadığı çileleri ve farkındalık durumlarını yaşıyor, her an yeniden doğmakta olduğumuzun bilinciyle her yeni güne merhaba diyoruz. Tabi bunların yanı sıra akşamları kocasının yanında ud çalan osmanlı kadınları da kalmadı artık. Bu ambiansı yaşamaya çok meraklı olanlar konservatuar ud bölümünde okuyan ya da mezun birini bulup evlenebilir ama o kızlarımızda akşamları tarabyada, fasıllarda, assolistlerin arkasında çalıyor artık! Evde bulabilirseniz size de çalsın...

Ve son olarak kadınlarımız... analarımız, eşlerimiz, bacılarımız... bu ülkede erkek olmak ne kadar zorsa kadın olmak daha da zordur bilirim ve buna itirazım da yok. Amma velakinto sizlerin anne olmanız bile biz erkeklere atılan beşlik bir gol değerindedir. Beşlik gol beş gol yerine geçer... biz ne kadar iyi oynarsak oynayalım en fazla iki bilemedin üç gol atabiliyoruz ama maçı hep siz kazanıyorsunuz sonunda. Benimse amacım sadece erkeklerin çektiği sıkıntılara biraz değinmekti. Satırlarıma son vermeden önce bütün anaların ellerinden öperim. Yine siz aldınız maçı yani...

2 yorum:

  1. kurda kuzu postu giydirmece

    YanıtlaSil
  2. böyle giderse türkiyede erkek kalmaz..
    ben gidiyorum yurt dışına

    YanıtlaSil